top of page

Travmanın Beyindeki Etkileri

Yazarın fotoğrafı: Betül Esra BABABetül Esra BABA

Bizler travmanın fiziksel etkilerini değil, geçmişten günümüze uzanan davranışlarımıza yerleşmiş sinsi bir şeytan gibi tetikte bekleyen o büyük etkilerini inceliyor olacağız.

 

Travma bizlere olukça psikolojik bir kavram olarak gözükebilir. Fakat aslında pek çok psikolojik olgu gibi travmanın da fizyolojik etkileri mevcuttur. Bunu anlayabilmek için öncelikle travmayı yaşayan bir beyinde ve dolayısıyla bedende neler yaşandığını göz atarken, aynı zamanda üzerinden zaman geçtikten sonra sonraki yaşamımıza etkilerini de incelemeliyiz.

 

Öncelikle beyin ile ilgili bazı bilgiler edinmeliyiz. Beyin en temelde hayata dair tüm fonksiyonlarımızı yöneten organımızdır. Bunların içinde nefes almak, yemek yemek, müzik dinlemekten hoşlanmak, planlar yapmak ve yaratıcı olmak gibi çok geniş bir spektrumdaki tüm hayat olay ve durumları sayılabilir. Beynin en önemli görevi ise bizi en zor koşullarda dahi hayatta tutmaya çalışmaktır. Buradan bakıldığında biz insanlar da olduğu gibi pek çok canlı türünde de beyin mevcuttur. Fakat insanlardaki beyin yapısal ve işlevsel olarak diğer canlılardan bazı farklılıklar gösterir. Şöyle ki, beyin temel olarak üç gelişim evresi geçirir. Beynin gelişim aşamaları bu üç gelişim evresiyle paralel olarak kabaca üç bölümden oluşur. En önce gelişen ve beynin arka kısmında yer alan (beyin sapında) bölüm nefes almak , uyumak, ısıyı hissetmek, idrar ve dışkı yapmak gibi hayati fonksiyonları düzenler. Bu fonksiyonlar yeni doğmuş bir bebeğin yapabildikleri ile sınırlıdır. Bir sonraki gelişim aşamasında gelişen beyin bölümü ise genel itibariyle limbik sistem olarak adlandırılır. Bu beyin bölümü ilk gelişen beyin sapının üzerindedir ve bebek dünyaya geldikten sonra gelişmeye başladığı düşünülmektedir. Duyguların işlendiği, tehdit ya da hoşnut olunan durumları belirleyen ve bazı başa çıkma yöntemlerini belirleyen beyin bölümüdür. Bebeğin dünyaya geldikten sonra gelişmesine bakılarak bu beyin bölümünün sosyal ilişkilerden çokça etkilendiği ve tecrübe ettiği sosyal ilişkilerce şekillendirildiği sonucuna varılabilir. En üste olan ve en son gelişen, bir kabuk gibi beyin sapını ve limbik sistemi saran bölüm Neokorteks veya bilinen adıyla korteks olarak adlandırılır. Bu bölüm diğer canlılarda da bulunmakla birlikte hem boyut olarak hem işlevsel olarak insanda en gelişmiş haliyle bulunur. Dil, soyut düşünce, karar verme ve hayal gücü gibi üst düzey işlemlerin gerçekleştiği bu beyin bölümü bizi diğer canlı türlerinden ayıran yegane bölüm olarak göze çarpar. Yani korteks sosyalleştikçe ve eğitim düzeyi arttıkça gelişir ve kalınlaşır. Bizi insan yapan en önemli özelliğimiz de budur. Tüm bu gelişim aşamalarından sonra beyin ilkel ve üst düzey işlemleri saniyeden bile daha kısa sürede  bazen aşağıdan yukarı bazen yukarıdan aşağıya olmak üzere (aşağıdan yukarı işleyiş ilkel beyin bölümlerinin üst düzey beyin bölümlerini etkilemesidir. Örneğin aç olmanız şu an bu kitabı okumanızı etkileyebilir. Yukarıdan aşağıya işleyiş ise üst düzey beyin bölümünün ilkel beyin bölümünü etkilemesidir. Önemli bir proje ile uğraşırken uyumayı unutmanız ise ikinci işleyişe örnek verilebilir.) gerçekleştirerek yaşamımızı sürdürmemizi sağlayan organımızdır.

 

Beynin bu inanılmaz işleyişi herhangi bir tehdidin ya da hoş olmayan bir durum ve ya olayın olmadığında durumda Parasempatik Sinir Sistemi (PSS) aktiftir. PSS aktif olduğunda kalp atış hızı, akciğer bronşlarının genişliği, göz bebeklerin büyüklüğü gibi pek çok yaşamsal fonksiyon normal düzeydedir ve bizler güven içerisinde ihtiyaçlarımızı giderebilir, potansiyelimizi zorlayabiliriz. Fakat beyin hoş olmayan ve ya tehdit edici bir durum ya da olayla karşılaştığında bedenimizde Sempatik Sinir Sistemi (SSS) aktifleşir. Bunu tehlike anında atan bir şalter gibi gibi düşünebilirsiniz.

 

SSS aktifleşmesi ile kalp atış hızı artar, göz bebekleri büyür ve akciğer bronşları genişler. Bir diğer değişle beden tehdit durumuna karşı bir tepki olarak alarm durumuna geçer. Tüm bu fonksiyonların değişimi bedenin hayatta kalmasını sağlamak üzere ilkel beyin bölgesi tarafından gelişmiştir. Hoş olmayan herhangi ağır bir durum olan Travma ile karşılaşan beden de aynı tepkiyi verir. Örneğin bir ayı saldırısı, karanlıkta kaldığınızda kedinin size değmesi, istemeden bir hayvanın ölümüne sebep olmak, trafikte uğradığı bir saldırı sonucu yaralanma, depremde enkaz altında kalma, balkondan düşme, bisikletten düşme, uğradığınız ağır ve uzun süreli bir hakaret vb.

 

Bu gibi yaşadığınız her türlü travma özellikle insan beyninde kaydolur ve gelecekte çok başka boyutlarda ortaya çıkabilir.

 
 
 

Comments


@2021 by betül esra baba

bottom of page